Yapacağımız deniz aracının malzemesi ne olursa olsun (ahşap, çelik vb.) yapımı için kullanılan teknikler aynıdır. Bu tekniklerin ilk adımı olan endazeyi çizmeyi bilmek gerekir. Endaze bize geminin imalata geçmeden önce formunu verir. Endaze–1 Dersinün devamı niteliğindeki Endaze–2 Dersi’nde posta kesitleri, batoklar, su hatları ve diyagonal çizimlerini öğreneceksiniz. Böylelikle dersin sonunda size bir geminin boyutları verildiğinde geminin endazesini rahatlıkla çizebileceksiniz. Geminin boy simetri ekseninden geçen, ancak koordinat eksenlerine dik olmayan düzlemlere diyagonal düzlemi ve bu düzlemlerin gemi ile ara kesitlerine de diyagonal eğrileri denir. Batoklar gibi, diyagonal eğrileri de kontrol eğrileri olup geminin formunun düzgün olup olmadığını anlamak için kullanılırlar. Bu nedenle diyagonal düzlemlerinin gemi formunun kontrol edilmesi istenen bölgelerini içine alacak şekilde seçilmeleri gerekir.
Günümüzde dizel motorları, deniz yolu, demir yolu ve kara yolu ulaşımında, tarımda, sanayide, madencilikte enerji üretiminde vb. pek çok alanda güç kaynağı olarak kullanılmaktadır ve daha uzun yıllar boyunca kullanılmaya devam edecektir. Dizel motorlarının üretim, pazarlanma, işletim servis hizmetlerinde dünya ölçeğinde milyonlarca insan istihdam edilmektedir. Bu sektörde çalışacak kişilerin nitelikli bir eğitim alarak bilgi ve beceri edinmeleri şarttır. Almakta olduğunuz eğitimi tamamladığınızda makine zabiti yeterliğine sahip olacaksınız. Mezun olduğunuzda altı aylık açık deniz stajını tamamlayıp makine zabitliği sınavına girmeye hak kazanacaksınız. Gemi Motor Mekaniği-1 dersi, gemi dizel motorlarını oluşturan hareketli ve hareketsiz tüm parçaların tanıtıldığı, sökülüp takılarak bakım ve onarımlarının öğretildiği dört adet dersin ilkidir. Bu dört dersle verilen eğitim tamamladığınızda bir dizel motorunun tüm parçalarını tanıyacak, bu parçaları söküp takabilecek, bakım ve onarımlarını yapabilecek bilgi ve beceriye sahip olacaksınız. Gemi makinelerinin en önemlisi gemi ana makinesidir. Çünkü gemi ana makinesi, gemiyi hareket ettiren güç kaynağıdır. Günümüzde gemi ana makinesi olarak çok yaygın bir şekilde dizel motorlar kullanılmaktadır. Ayrıca gemide kullanılan elektrik enerjisini üreten jeneratörleri ve diğer bazı makineleri de dizel motorlar çalıştırmaktadır. Dolayısıyla makine zabitinin en iyi bilmesi gereken konuların başında dizel motor bilgisi gelmektedir. Dizel motorları hakkında kazanacağınız bilgi ve beceriler, karada da birçok alanda sizlere istihdam olanakları sunacaktır. Makine sınıfı gemi adamlarının birçoğu belirli bir süre denizde çalıştıktan sonra karada meslekleriyle ilgili işlerde çalışmakta veya kendileri iş kurmaktadırlar.
Dizel motorları bir tür içten yanmalı motor olup, yakıtın kimyasal enerjisini silindirler içerisinde mekanik enerjiye çevirir. Birkaç beygir gücünden 70000 hp’ye (beygir gücü) kadar yapılan bu motorlar, günümüzün en yüksek verimli ısı makineleridir. Dizel makineleri elektrik enerjisi üretmek üzere termik santrallerde, kara taşımacılığı alanında dizel lokomotif, kamyon, tır ve otobüslerde ve konumuzu oluşturan gemi enerji sistemlerinde çok yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Bu makineler; petrol, orman-kereste, maden ve tarım alanlarında da çok önemli görevler yüklenmişlerdir. 1936 yılında tüm yerkürede 6 milyon beygir gücünde dizel motoru kullanılmakta iken bu miktar 1947 yılında askeri alanlarda kullanılanlarla birlikte 85 milyon beygir gücüne yükseldi. 1956 yılında 20 milyon beygir gücünde dizel motoru yapımı gerçekleştirildi. 1980 yılında sadece ticaret gemilerine uygulan dizel motorların gücü yaklaşık olarak 15 milyon hp (beygir gücü) ye yükseldi. Dizel makinelerinin yük bir yüzdesi motorin adı verilen dizel oil veya marine dizel oil ile çalıştırılmaktadır. Ancak son yıllarda “bunker c” veya fuel ilde ucuz oluşları nedeniyle giderek artan bir oranda ağır devirli ve yüksek güçlü gemi dizel motorlarında kullanılmaktadır. Dizel motorları, sıkıştırılarak basınç ve sıcaklığı yükseltilen hava içerisine püskürtülen yakacağın kendiliğinden tutuşması ilkesine göre çalışır. Bu ilkeye göre ısının işe dönüşümü şöyle olmaktadır: Temiz hava makine silindirleri içerisine emilir ve doldurulur. Piston tarafından sıkıştırılan havanın basıncı ve ona bağlı sıcaklığı artar. Kompresyon oranı olarak basıncı 28-40, atmosfer ve sıcaklık 450-650 °C (santigrat derece) dolaylarındadır. Kızgın havanın içine püskürtülen hava kendiliğinden tutuşur. Çünkü dizel yakacakların tutuşma sıcaklıkları 280-365 santigrat derece dolaylarındadır. Böylece, tutuşmayı yanma izler ve 40- 80 ata basınç ve 1400-1900 santigrat derece sıcaklığında gazlar oluşur. Bu yüksek basınçlı kızgın gazlar piston, varsa piston rod, konnektın rod (biyel) yardımıyla işi krank miline aktarır. Bu olay sırasında, yakıtın yanmasıyla oluşan enerjinin büyük bir kısmı krank milinin dönmesini sağlayan mekanik enerjiye dönüştürülür. Krank mili kendisine iletilen döner hareketi, makine pervane görevi yapıyorsa pervaneye, yardımcı bir makineye veya bir elektrik jeneratörüne aktarır. İş stroku(zaman) sonucu basınç ve sıcaklıkları azalan gazlar silindir dışına atılır ve silindirlerin yeni bir çevrim için temiz hava ile doldurulması olayı yinelenir.
Dizel motorları içten yanmalı motor çeşitlerinden biridir. Yakıtın motor içinde yakılması sonucu açığa çıkan ısı enerjisini doğrudan mekanik enerjiye çevirir. Birkaç kW’ tan 50.000 kW’ a kadar çeşitli güçlerde üretilen günümüzün yüksek verimli ısı makineleridir ve endüstrinin her alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Günümüz teknolojisi ve sanayi petrole dayalıdır. Çevrenize baktığınızda otomobil, otobüs, kamyon, traktör, iş makineleri, lokomotifler ve gemilerin dizel motorlarla çalıştığını görürsünüz. Kara, demiryolu ve deniz taşımacılığı güç kaynağı olarak dizel motorları kullanmaktadır. Sabit tesislerde de dizel motor kullanımı çok yaygındır. Dizel motorlarının üretim, satış, kullanım, bakım ve onarım alanları çalışanlar için çok büyük bir istihdam alanıdır. Sizler denizcilik alanında almakta olduğunuz eğitim sonunda Makine Zabitliği dalını seçerseniz dizel motorlarının daha ileri eğitimini alacaksınız ve bu alanda istihdam edileceksiniz. Dizel motorları konusunda yetişmiş bir eleman olmak size çalışma hayatınızda çok çeşitli olanaklar sunacaktır.Endüstride amaç, mal ve hizmet üretimini ve yapılan işleri kısa zamanda, daha ucuza ve emniyetle yapmaktır. Bu nedenle teknolojinin de gelişmesiyle buhar makinesinin yerini dizel motorları almıştır. Dizel motorları kullanımının artması ise ekonominin gelişmesine olanak sağlamıştır. Örneğin, ülkemizin limanlarına giren ve çıkan gemi sayısı 1954 yılında 3726 iken, bu sayı 2001 yılında 20431’e ulaşmıştır. Ülkemizde kamyon sayısı 1933 yılında 2.561 iken bu sayı 2004 yılında 647.296’e çıkmıştır. Bu sayılar dizel motorlarının endüstri için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Dizel makinelerinde yanma sırasında oluşturulan ısının bir bölümü gazlar tarafından silindir duvarına taşınır ve onun sıcaklığını yükseltir. Dizel makinelerinin operasyonları sırasında yanma odalarında 1400–1900 derece civarlarında çok yüksek bir sıcaklık oluşur. Bunun sonucu olarak iş çevrimi sırasında ve tam yük altında bir silindirdeki gazların ortalama sıcaklığı 500–800 derece arasında değişir. Bu sıcaklıktaki gazların ısısı silindir duvarı tarafından emildiği için yağlama açısından makinenin operasyonu yeterince güvenli olmaz Bu durumda silindir duvarındaki yağ filmi hızlı olarak yanacağından sürtünen parçalar arasındaki klerensler (açıklıklar) ortadan kalkar ve bu bölümler hızlı bir biçimde aşınır piston kafası ve supap diskleri tavlanıp yanar. Operasyon sırasında pistonların sürtünmesinden oluşan ısı silindir gömlekleri tarafından soğutma suyuna aktarılır. Bu arada yataklardaki sürtünmeden meydana gelen ısı yağlama yağı tarafından yatak dışına, kartere ve oradan da soğutucu veya kulere taşınır. Daha sonra oradan deniz suyuna aktarılır. Böylece cebri soğutma suyu yardımı ile makinenin çalışan parçalarında düşük bir sıcaklık temin edilir ve bu sıcaklık sürdürülür. Dizel makinelerinin silindirlerinin yanma odalarında yakıtın yanması ile oluşan ısı miktarı yaklaşık olarak 1250–2200 kcal/bhp/saat değerleri arasında değişmektedir. Tecrübeler su ile soğutulan makinelerde bu ısının % 28-33‘ünün soğutma suyu, hava ile soğutulan makinelerde ise %25 inin hava ile makine dışına taşındığını göstermektedir. Eğer bu ısının giderilmesi için bir işlem yapılmayacak olursa silindir metal sıcaklığı yanma ürünlerinin silindirleri terk ederken taşıdıkları sıcaklığa yaklaşacaktır.Bu sıcaklığın makinelere vereceği zarar başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar önemlidir. Sonuç olarak gemi ana ve yardımcı makinelerinin soğutulması gereği ortaya çıkmaktadır. Bu dersle gemi dizel motorlarının soğutma sisteminin bakım ve onarımıyla ilgili gerekli bilgi ve becerileri kazanacaksınız.
Denizcilik; dünya daki zor mesleklerden biridir. Gemi adamı olarak denize çıkan denizciler, gemide ana karadan uzak olmanın tüm mahrumiyetinin yanı sıra normal yaşam üstü tehlikeleri de beraberinde yaşarlar. Denizlerin tehlikeleri, onlarla daima kol koladır. Hastalanır veya kaza geçirirsiniz, 112 acil servis denizin ortasında size ulaşamaz, korsan saldırısı yaşarsınız, 155 polis imdat veya 156 jandarma sizden çok uzaktadır, yangın çıkar 110 itfaiye size cevap bile veremez. Karada size çok yakın olan yardımlar, maalesef denizde size çok daha uzaktadır. Denizde de mutlaka sizlere uzanacak yardım eli mevcut. Ancak yerine ve durumuna göre bu yardım uzun saatler ve hatta günler sonra, belki de iş işten geçtikten sonra gelebilecektir. Bu neden ile denizci gelebilecek bir yardıma bel bağlamaz. Denizin tehlikelerine kendini hazırlar ve onunla mücadele etmesini öğrenir. Yangın; mücadele etmesini öğrenmeniz gereken tehlikelerden sadece bir tanesidir. Ayrıca ulusal (Gemi adamları yönetmeliği) ve uluslar arası (STCW) kurallarda tüm denizcilere “Yangın önleme ve yangınla mücadele” eğitimlerinin verilmesini şart koşmaktadır. Bu ders ile verilen “Yangın önleme ve yangınla mücadele” eğitimi, sadece STCW gereklerinin yerine getirilmesi veya denizde başımızın çaresine bakabilmemiz için değil, tüm yaşamımız içerisinde de her an gerçekleşebilecek ve bizimde içinde veya yakınında olduğumuz yangınlarda dahi can ve mal kurtarıcı olabilecektir. Yangın, kontrol edilemeyen alevli yanmadır. Gemide yangın çıkma olasılığı ve sonuçları; geminin yapısına, yüküne, çalışma şekline, çalışma yerlerine, personelinin eğitimine, giren çıkan kişilerin kontrolüne ve diğer birçok unsurlara bağlıdır. Özellikle gemilerin yükü, yangın için alınacak tedbirlerde belirleyici olur. Bir akaryakıt tankerinin veya bir sıvı petrol gazı (LPG) taşıyıcısının yangın riski ile bir dökme kuru yük gemisinin yangın riski ve olası sonuçları bir olamaz. Alınacak tedbirler de ona göre değişik ve karmaşık olabilir.
Deniz ve göller; güzellik, ekonomik kazanım potansiyeli olarak görülebilir. Deniz ve göller bunları sunarken aynı zamanda tehlikeleri de beraberinde getirir. Tehlikelerle her an her yerde karşılaşabileceğimizi biliriz; ancak denizde karşımıza çıkan tehlikelerden kurtulmanın karadaki tehlikelerden kurtulmaktan daha zor olduğu ortadadır. Denizdeki tehlikelerden zarar görmeden kurtulabilmeyi, deniz adamının ustalıkla başarabilmesi gerekir. Deniz aracında çıkabilecek yangında ya da petrol ve türevlerinden oluşacak deniz yangınlarında, denizin yüzeyindeki tabaka yanar hale geçebilir ve kazazede yanan bu deniz alanından geçmek zorunda kalabilir. Bu durumda iyi bir deniz adamının yapması gereken, önce kendini batan geminin tehlikelerinden korumak ve civardaki can kurtarma araçlarına ulaşmak olacaktır. Bu derste, su yüzeyinde nefeslenebilmeye, su yüzeyinin altından emniyetli bir şekilde yüzebilmeye ve bu esnada kulaklarınızın basınçtan dolayı zarar görmemesine olanak sağlayacak bilgileri bulacak ve uygulayabileceksiniz. Bu bilgiler size aynı zamanda serbest dalış denen aletsiz dalışın ilk tekniklerini de vererek su altının eşsiz güzelliklerini keşfetme olanağı sağlayacaktır. Kulak zarının bir görevi de vücuda etki eden basınç değişikliklerine göre içeri veya dışarı doğru esneyerek hava basıncını kontrol etmektir. Zarın bu görevini yapabilmesi için içerideki hava basıncıyla dışarıdaki hava basıncının eşitlenmesi gerekir. Kulak zarının basınç dengeleme gereksinimi vücudun dışındaki basınç değişimlerinden kaynaklanır. Dış basınç, su kütlesi dışında, deniz seviyesindeyken vücudun iç basıncına eşit olup 1 atmosfer değerindedir. Suyun yüzeyinden aşağı dibe doğru her 10 metre derinlikte 1 atmosfer artar.
Meteoroloji, dünyamızı çevreleyen atmosferi ve bu atmosfer içinde meydana gelen değişiklikleri inceleyen ve sebeplerini ilmi ve matematiki esaslara dayanarak araştıran bilim dalıdır. İnsanoğlu, meteorolojik olayların açıklamasını yapamadığı ilk çağlarda, bu olayları yaratan güçleri tanrısallaştırılmıştır. Þöyle ki Borea Yunanlılarda kuzey rüzgârı, Pluvius Romalılarda Yağmuru, Thor İskandinavlarda gök gürültüsünü, Ra mısırlılarda Güneşi tanımlayan tanrılardı. Meteoroloji ile ilk bilerek ilgilenme MÖ 5. yüzyılda rüzgâr yönünün Yunanlılar tarafından ölçülmesiyle olmuştur. Meteoroloji kelimesinin kökeni de Yunanca’ya dayanmaktadır. İlk kısmı olan “Meteor” “Havada olan şeyler” anlamındaki “Meteoron” dur. Bu kelime daha sonradan Latince’ye de “Meteoros” olarak geçmiş ve “Havanın yükselmesi” anlamında kullanılmıştır. Kelimenin ikinci kısmı olan “Loji” ise bilim demektir. Meteoroloji bilimi imkân verdiği kısa vadeli hava tahminleri ile insanoğlunun yaşamına ve gelişimine büyük katkılarda bulunmaktadır. Günümüzde sahip olunan teknoloji sayesinde çok sağlıklı ve çok daha uzun vadeli tahminler yapılabilmekte ve ihtiyacı olan herkese bu bilgi her zaman ve her yerde ulaştırılabilmektedir. Ancak meteorolojik olayların Dünya’nın coğrafik yapısından çok fazla etkilenmesi, meteorolojik tahminleri de genel yapmaktadır. Bundan dolayı kısa süreli ve yerel meteorolojik tahminlere ihtiyaç duyan denizciler sınırlı da olsa hava tahmini yapabilme yeterliğine sahip olmalıdır. Denizcilerin havada iki temel meteorolojik tahmine ihtiyaçları vardır. Yağış ve rüzgâr. Bu ders sizlere kısa vadeli ve yerel yağış tahmini yapabilme yeterliğini verecektir. Bu şekilde sizler de geminizi sevk ve idare ederken daha kaliteli hizmet verebileceksiniz.
Denizde haberleşmenin önemi kısıtlı gemi imkânlarından ve yaşanan tehlikelerin hayati olmasından gelmektedir. Bu nedenle denizde haberleşmede ilk düşünülen canı, malı ve çevreyi tehdit eden acil durumlardaki haberleşmenin sağlanmasıdır. Uzun yıllar denizde görsel ve işitsel haberleşmeyi sağlayan kodlu haberleşme araç ve yöntemleri denizde kullanılan elektronik haberleşme cihazlarının ve yöntemlerinin gelişmesiyle hayati önemini kısmen kaybetmiş, kullanım alanı daralmıştır. Onların yerine gelen yeni elektronik cihazlar gemilerde denizcilerin deniz tehlikeleri ile olan savaşlarında en önemli silahları haline gelmiştir. Bu cihazlar denizcilere çok uzaklardan ve çok kolay olarak radyo-telefon ve radyo-telex haberleşmesi yapma imkânını sağlamıştır. Radyo telefon yöntemi deniz haberleşmesinde kullanım kolaylığından dolayı en yaygın olarak kullanılanıdır. Bu yöntemin en rahat uygulanabildiği cihazlarda VHF telsiz cihazları olup tüm gemilerde bunların bulundurulması zorunludur. Bu neden ile VHF telsiz cihazları ve radyo telefon haberleşme yöntemi bir geminin yönetiminde görev alan tüm kaptanlar ile tüm güverte ve telsiz zabitlerince bilinmesi gerekmektedir. Bu ders size genel olarak bir VHF telsiz cihazını nasıl kullanacağınızı ve bu cihaz ile radyo-telefon yönteminin nasıl uygulanacağınızı anlatacaktır.
Denizde haberleşmenin önemi kısıtlı gemi imkânlarından ve yaşanan tehlikelerin hayati olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle denizde haberleşmede ilk düşünülen canı, malı ve çevreyi tehdit eden acil durumlardaki haberleşmenin sağlanmasıdır. Radyo telefon tekniği ile yardım çağrısı, kazazedenin kurtulma çalışmalarında çok önemli olan zamanını kendisine yardım edebilecek bir istasyona ulaşmak için, cihaz başında harcamak zorunda bırakıyordu. Bu da kazazedenin ya kurtulma çalışmasından ya da yardım çağrısından kısmen feragat etmesi anlamına gelmekteydi. Ancak teknolojinin gelişimi getirdiği DSC tekniği ile bu sıkıntının aşılmasında büyük bir katkı sağlamıştır. Ayrıca bu teknik, çok daha uzun mesafeye yazılı mesaj gönderiyor olabilmesi nedeni ile de kazazedelere kendilerine yardım edebilecek çok daha fazla istasyonun olduğu geniş alanlara, anlaşılır mesaj gönderme imkânı yaratmıştır. Bu ders size genel olarak bir VHF telsiz cihazı ile DSC yöntemini nasıl uygulanacağınızı anlatacaktır.
“Denizcilik” alanında yer alan “Gemi Yönetimi”, “Yat Kaptanlığı”, “Balıkçı Gemisi Kaptanlığı” mesleklerinin esas işleri: ÿ Bir gemiyi denizde bir noktadan bir başka noktaya götürmek, ÿ Gemisini denize ve yola elverişli halde tutmak, ÿ Gemisinin amacına uygun işletilmesini sağlamaktır. Bu temel işlerden biri olan “Bir gemiyi denizde bir noktadan bir başka noktaya götürmek”, denizcilik ifadesi ile geminin “Seyir” yapmasıdır. “Temel Seyir” dersi de, adından anlaşıldığı gibi bu işin yapılabilmesi için gereken temel bilgilerin verildiği bir dersdür. Temel, esas yapının üzerine kurulduğu taşıyıcı yapıdır. Eğer temel, sağlıklı ve sağlam kurulamazsa esas yapı da ya kurulamaz ya da çöker. Bu neden ile sizler, denizciliğin esas işlerinden biri olan, “Gemiyi denizde bir noktadan, bir diğer noktaya götürme” işini, sağlıklı yapabilmek için bu dersi tam anlamı ile öğrenmeli ve özümsemelisiniz. Ekvator enlemlerin isimlendirilmesinde referans alınır. Bir noktanın enlemi o noktanın Dünya merkezine göre ekvator ile arasındaki açısal uzaklığa göre isimlendirilir (Þekil-5). Bu isimlendirme açı değeri ve sonuna konulan yakın kutup simgesi ile yapılır.. Ekvatorun kuzeyinde ve güneyinde 90’ar tane tam derecelik enlem vardır.
Sizler mesleğiniz gereği olarak ileride gemilerde görev alacak veya görevli olarak bulunacaksınız. Unutmayınız ki sadece yolcu gemisi, hastane gemisi ve bazı askeri ve özel gemilerde doktor bulundurulması zorunludur. Bunun dışındaki gemilerde ne bir doktor ve ne de bir sağlık görevlisi dahi bulabilmeniz çok zordur. Fırtınada batan gemiye yardım battıktan sonra, hastalanan veya kazaya uğrayan denizciye yardım saatlerce sonra gelir. O da ileri bir ülkenin yardım elinin uzanabileceği bir mesafedeysek, kalbi durana dört dakikada, bacağı kopana altı dakikada, şoka girene otuz dakikada, apandisiti patlamak üzere olana altı saate müdahale edemezsek bir insanı, bir arkadaşımızı kaybedebiliriz. Bu nedenle hepimiz, gemideki pozisyonumuza uygun olarak, en azından bir takım temel sağlık bilgilerine sahip olmalıyız. Ayrıca ulusal (Gemiadamları yönetmeliği) ve uluslararası (STCW) kurallarda tüm denizcilere “Temel İlk Yardım”, buna ilaveten gemi zabitanına “İlk Yardım” ve “Tıbbi Bakım” eğitimlerinin verilmesini şart koşmaktadır. Bu ders ile verilen “Temel İlk Yardım” eğitimi, sadece STCW gereklerinin yerine getirilmesi veya denizde başımızın çaresine bakabilmemiz için değil, tüm yaşamımız içerisinde de her an gerçekleşebilecek ve bizim de içinde veya yakınında olduğumuz kazalarda dahi hayat kurtarıcı olabilecektir.
Bir denizci, denizin zor şartlarında görevini icra ederken konusuyla ilgili her hususu çok iyi bilmek, her şeyden önce çok iyi bir gemici olmak zorundadır. “Gemici” aynı zamanda gemilerde tayfa bölümünde bir aşama olduğundan gemicilik konularını yürüten kişiler olup, bu kişiler zaman içinde kıdem aldıkları ve becerilerini arttırdıklarında “Usta Gemici” sıfatını alırlar. Bu kişiler yaptıkları işler itibariyle her türlü geminin vazgeçilmez personeli arasında yer alırlar. İyi bir denizci olmanın ön koşulu, iyi bir gemici olmaktan geçer. İyi bir gemici de zabitlerin sağ koludur. Gemiciler demir ırgatı, matafora, vinç gibi cihazların operatörü olmakla birlikte boya, vernik işleri, güverte bölümü cihazlarının bakım tutumlarını da yaparlar. Tüm bunlara ilaveten halat işleri de gemicilerin sanatlarını ortaya koydukları bir başka alandır. Bu derste belirtilen konuları öğrenip, uygulamaya başladığınızda gemiciliğin ilk aşaması, denizciliğin ilk rütbesi olan “Miço” konumuna gelerek profesyonel denizciliğe ilk adımınız atmış olacaksınız. Kürekli bot kürek ile yürütülen güvertesiz küçük teknelerdir. Değişik büyüklükte ağaç, sac, polyester gibi malzemelerden yapılırlar. (Resim-1) Gemilerde sahil gemi arasındaki ulaşım, sahil yada iskelelere halat vermek ve gemi bordasında boya, tamir, kontrol gibi amaçlarla kullanılırlar. Arka tarafı düz olanlara, kıçtan motor takılarak kullanılma imkanı da bulunmaktadır.
Dünyada ve ülkemizde gün geçtikçe gelişme gösteren ve üretim kolu olan su ürünleri yetiştiriciliğinde önemli konuların başında balıkların iyi bakım ve beslenmesi gelir. Tam kontrollü balık yetiştiriciliğinde yumurta kesesi çekilmiş larvaların (kefal, sazan, tilapia, çipura, levrek vs.) ilk beslenme periyodunda canlı yeme gereksinim duydukları bilinmektedir. Balık larvalarının canlı yem çeşidi, seçimleri ve beslenme süreleri türlere göre farklılıklar gösterir. Canlı yemin besin olarak kullanımı yetiştirilen balıkların et kalitesinin arttırılmasında, beslemeden kaynaklanan hastalıkların giderilmesi ile yüksek yaşama oranının sağlanmasında, anaç balıklardan elde edilen yumurta ve sperm kalitesinin daha iyi olmasından dolayı canlı yem kullanımı büyük önem taşır. Diğer taraftan akvaryum balıklarının üretiminde renk parlaklığının korunması ve üreme kondisyonuna ulaşmada canlı yem kullanmanın önemi büyüktür. Örneğin Discus, Beta ve Melek balığı gibi birçok akvaryum balığının üreme kondisyonuna ulaşabilmesinde ve başarılı bir yavru alımının gerçekleştirilmesinde bu balıkların canlı yemle beslendikleri takdirde başarının arttığı bildirilmektedir.Su piresi (Daphnia) türleri tatlı sularda yaşayan ve boyları 1-3 mm arasında değişen küçük kabuklu su canlılarıdır (Crustacea). Halk arasında su piresi denmesinin nedeni su içerisindeki zıplama türü ani hareketler yapmalarıdır. Su piresi türleri uzun yıllardan beri balık yetiştiriciliğinde canlı yem olarak kullanılmaktadır. Özellikle akvaryum balıklarının beslenmesinde sıklıkla kullanılan su piresi, balıklarda çok iyi bir gelişmeye neden olmaktadır.
Deniz, göl, nehir gibi deniz araçlarının işleyebildiği ortamlarda tüm tedbirlere rağmen kazalar olabilmektedir. Bu durum hiçbir deniz adamının ya da gemi adamının istemediği sonuçlar olsa da kazadan en az hasar ve kayıpla kurtulmak amacımız olmalıdır. Kazadan en az zarar ve kayıpla kurtulmak için deniz aracında size verilen acil durum görev dağılım cetveline kesinlikle uyarak can yeleğinizi kuşanıp sonra, deniz aracını terk etmeniz gerekir. Deniz aracını terk edip kendi güvenliğinizi sağladıktan sonra diğer kazazedelere yardımcı olmayı düşüneceksinizdir. Bu durumda ne kendinizi ne de diğer kazazedeleri tehlikeye atıp yardımcı olmanız gereklidir. Burada edineceğiniz bilgilerle deniz aracını terk ettikten sonra şuurlu ya da şuursuz kazazedeye suda uygun şekilde yaklaşabilecek, suda yardım amaçlı müdahalede bulunabilecek kazazedeyi tehlike ortamından uzaklaştırarak civardaki can kurtarma araçlarına ya da güvenli bölgeye taşıyabileceksiniz. Bu bilgiler, size, aynı zamanda zor durumda kalmış başka deniz aracı kazazedelerine de yardım olanağı verecektir.
Plan bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzendir. Plansız çalışmalar ön görülmeyen aksaklıklardan dolayı para, zaman ve emek kayıplarına yol açar. Planlı çalışma her insanın başarısında olmazsa olmazlardandır. Bir kaptanın özellikle bir ticari gemi kaptanı için bu biraz daha fazla şey ifade eder. Günlerin değil durumuna göre saatlerin dakikaların hesabının yapıldığı ticari gemi çalışmalarındaki kayıplar, gemi işletenlerine o kaptanın maaşının kat ve katı kadar kayıplara sebep olur. Bu neden ile planlı çalışma bir kaptan için aynı zamanda mesleki itibar anlamına gelmektedir. Gemiler seyre çıkmadan önce gemi kaptanı seferi tüm açılardan değerlendiren bir sefer plan yaparken aynı zamanda gemi 2. zabitine de en güvenli ve en kısa rotaları içeren seyir planını hazırlattırır. Seyir planının hazır olmasından sonra kontrollerini yapar ve seyirde de o planı uygular. Bu şekilde gemisini zaman, para ve emek kaybına yol açmadan hedefine götürür. Eğer gemi küçük tonajlıysa bu görev yerine göre birinci zabit veya bizzat kaptanın kendisi tarafından yerine getirilir. Bir yat kaptanı da balıkçı gemisi kaptanı da seferine göre bu planı yapmak zorundadır. Bu ders sizlere geminizi bir limandan kaldırıp varış limanına en güvenli ve kısa yoldan götürebilmeniz için gereken seyir planını nasıl yapacağınızı anlatmaktadır. Ulusal ve uluslar arası kurallara göre gemilerde güvenli seyir ve çalışma ile can, mal ve çevre korumaya yönelik birçok yayının bulunması gerekmektedir. Bu yayınların bir kısmı süresiz bir kısmı da sürelidir. Süreli yayın, kullanım süresi içerisinde meydana gelen değişikliklerin işlenmesi ve belirli bir süre sonunda yenilenmesi şartı ile güncel kalabilen yayınlardır.
Elektronik cihazlarda arıza tespiti ve onarımında çok karmaşık ve bilinmeyen sırlar yoktur. Arızayı bulmak ve düzeltmek için gerekli olan şey, sistematik bir metotla belli bir mantık çerçevesinde öğrendiğiniz bilgilerin kullanılmasıdır. Günümüzde üretilen cihazların tamiri oldukça zorlaşmıştır. Bunun nedeni cihazların yedek parçası bulunmayan mikro elektronik malzemelerden üretilmiş olmasıdır. Bu tür cihazlarda arıza tespiti yapılmakta; ancak tamiri mümkün olmayabilmektedir. Bu tip arızaların giderilebilmesi için arızalı baskı devre kartı sağlamı ile değiştirilmekte veya cihaz yenilenmektedir. Elektronik cihazların arıza tespit ve onarımına başlamadan önce mutlaka statik elektriğe karşı tedbir almak gerekir. Bilindiği gibi iki cismin sürtünmesi ile oluşan elektriğe statik elektrik denir. Örnek olarak üzerimizdeki elbiseyi çıkartırken, yürürken veya saçımızı tararken vücudumuzda statik elektrik oluşabilir. Oluşan bu statik elektrik miktarı havadaki nem miktarına bağlı olarak 100 Volt ile 35000 Volt arasında değişir. Nem miktarı arttıkça statik elektrik miktarı azalır. Statik elektrikte gerilim değeri yüksek olmasına karşın akım değeri küçüktür. Akım değerinin küçük olması gerilimin etkisiz olmayacağı anlamına gelmez. Örneğin bir insan halıda yürüdüğünde üzerinde yaklaşık olarak 4000 Volt’luk statik elektrik depolanır. Bu kişi 100 Volt’luk eşik voltajına sahip MOSFET veya 250 Volt’luk eşik voltajına sahip CMOS ’a dokunduğunda arızalanacaktır. İnsanların yüklenmiş oldukları statik elektrik sebebi ile birçok cihaz zarar görmektedir. Özellikle EEPROM (Elektrikle silinip programlanabilen yalnız okunabilen bellek) gibi hafızalı entegrelerin bulunduğu cihazların arıza tespit ve onarımında çok hassasiyet gösterilmelidir. Arıza tespit ve onarım işlemlerinde antistatik malzemeler kullanılmalıdır. Antistatik malzemeler statik elektriğin oluşmasını ve elektronik devre elemanlarının zarar görmesini engelleyen malzemelerdir. Þu malzemeleri anti statik malzemelere örnek gösterebiliriz: metalik poşetler, ambalaj köpükleri, masa örtüleri/kaplamaları, anti statik bileklik kordonu ve kablosu, anti statik önlük ve ayakkabılar…Cihazlarda meydana gelen arızalar her zaman elektronik değildir. Bununla birlikte mekanik arızalar, gevşek veya eksik vidalar, aşınmış parçalar, kopmuş veya kötü bağlanmış kablolar cihazlarda arızalara sebep olabilir. Arıza tespitinde öncelikle kolay olanlardan başlanmalıdır. Örneğin, cihazın besleme geriliminden başlanarak çıkış değerlerine kadar ölçümler yapılmalı problemin net bir şekilde ortaya çıkmasına çalışılmalıdır. Cihazla ilgili doküman, katalog veya şemalardan yararlanılmalıdır. Onarım esnasında arızalı devre elemanlarının aynısı ile değiştirilmesi her zaman mümkün olmaz. Bu durumda başka firmaların ürettiği aynı özellikteki elemanlar tercih edilebilir. Cihazın onarımı tamamlandıktan sonra mutlaka çalıştırılarak belli bir süre gözlem altında tutulmalıdır. Bu ders sonunda edineceğiniz bilgi ve beceriler ile seyir cihazlarının arıza tespitini yapacak ve onarıma yönelik çözümler üretebileceksiniz.
Meteoroloji, dünyamızı çevreleyen atmosferi ve bu atmosfer içinde meydana gelen değişiklikleri inceleyen ve sebeplerini ilmi ve matematiki esaslara dayanarak araştıran bilim dalıdır. İnsanoğlu, meteorolojik olayların açıklamasını yapamadığı ilk çağlarda, bu olayları yaratan güçleri tanrısallaştırılmıştır. Þöyle ki Borea Yunanlılarda kuzey rüzgârı, Pluvius Romalılarda Yağmuru, Thor İskandinavlarda gök gürültüsünü, Ra mısırlılarda Güneşi tanımlayan tanrılardı. Meteoroloji ile ilk bilerek ilgilenme MÖ 5. yüzyılda rüzgâr yönünün Yunanlılar tarafından ölçülmesiyle olmuştur. Meteoroloji kelimesinin kökeni de Yunanca’ya dayanır. İlk kısmı olan “Meteor” “Havada olan şeyler” anlamındaki “Meteoron” dur. Bu kelime daha sonradan Latince’ye de “Meteoros” olarak geçmiş ve “Havanın yükselmesi” anlamında kullanılmıştır. Kelimenin ikinci kısmı olan “Loji” ise bilim demektir. Meteoroloji bilimi imkan verdiği kısa vadeli hava tahminleri ile insan oğlunun yaşamına ve gelişimine büyük katkılarda bulunmaktadır. Günümüzde sahip olunan teknoloji sayesinde çok sağlıklı ve çok daha uzun vadeli tahminler yapılabilmekte ve ihtiyacı olan herkese bu bilgi her zaman ve her yerde ulaştırılabilmektedir. Ancak meteorolojik olayların Dünya’nın coğrafik yapısından çok fazla etkilenmesi, meteorolojik tahminleri de genel yapmaktadır. Bundan dolayı kısa süreli ve yerel meteorolojik tahminlere ihtiyaç duyan denizciler sınırlı da olsa hava tahmini yapabilme yeterliğine sahip olmalıdır. Denizcilerin havada iki temel meteorolojik tahmine ihtiyaçları vardır. Bu ders sizlere düzenli veya düzensiz rüzgâr tahmini yapabilme yeterliğini verecektir. Bu şekilde sizler de geminizi sevk ve idare ederken daha kaliteli hizmet verebileceksiniz.
Ülkemizde su ürünleri yetiştiriciliği konusunda son yıllarda gerçekten çok önemli gelişmeler olmuştur. Su ortamındaki besin zincirinin temelini suda yaşayan ve fotosentez yapabilen tek hücreli canlılar yani fitoplanktonik organizmalar oluşturmaktadır. Bu nedenle de yetiştiricilik çalışmalarında fitoplanktonik organizmalar önemli bir yer tutmaktadır. Yetiştiriciliği amaçlanan su canlılarının bir çoğunun yavru (larval) dönemindeki besin zincirin ilk halkasını fitoplankton, ikinci halkayı ise hayvansal plankton (zooplankton) oluşturur. Bir yetiştiricilik çalışmasında üretimi amaçlanan canlının beslenmesinde ilk adımı oluşturan fitoplankton, eklembacaklı ve yumuşakçaların yetiştiriciliğinde doğrudan, çeşitli balık türlerinin larvalarının beslenmesinde kullanılan küçük yapılı hayvansal canlıların (Rotifer, Artemia gibi) beslenmesi yoluyla da dolaylı olarak kullanılmaktadır. Bu nedenlerledir ki su ürünlerinin üretiminin ilk aşaması olan larva üretimi beslenmesinde bir zooplanton türü olan rotiferin önemi hem çok fazla hem de vaz geçilmezdir. Başka bir değişle su ürünlerinin üretilmesinde başarının en önemli koşullarından biri de rotifer kültürünün istenen düzeyde yapılmasıdır.Rotifer, Rotifera şubesi (Phylum), Monogononta sınıfı (Klasis) ve Brachionidae ailesi (Familya) içinde yer alan Brachionus plicatilis, su canlılarının kültüründe kullanılan en önemli türlerdendir. Boyu 99-280 mikron eni ise 66-180 mikron civarındadır. Vücut baş bölgesi, gövde bölgesi ve kuyruk bölgesi olmak üzere 3 kısımdan meydana gelir. Baş bölgesinin uç kısmında (anterior) siller bulunur. Bu siller hem yüzme hem de besin alma organı olarak iş görürler. Gövde bölgesi saydam olduğu için mikroskop altında iç organları rahatlıkla görülebilir. Kuyruk bölgesinde ise yumurtalar bulunur.
Denizcilerin gemide en büyük yardımcılarından biri “Radar”dır. Onun sayesinde gecenin karanlığında, havanın sisinde, karında, yağmurunda gözlerinin göremediği yerleri görebilirler. Bu nedenle tüm gemilerde ve hatta sahilden uzaklaşan yatlarda dahi radar bulundurma zorunluluğu vardır. Bu derste siz klasik bir radarı açarak kullanıma hazırlayabilecek ve ondan bazı temel verileri alabileceksiniz. Bu veriler size bir çok seyir, özellikle çatışma problemlerinin çözümünde yararlı olacaktır. Bu problemlerin temel unsurlarını radar ekranına çok benzer manevra levhasında öğreneceksiniz. Bugün klasik radarlar yerlerini bilgisayar kontrollü “Arpa” radarlara bırakmıştır. Manevra levhasında yapılan problem çözümleri artık otomatik olarak bu radarlarda yapılmaktadır. Bu nedenle belki meslek yaşamınızda klasik radar veya manevra levhasını hiç kullanmayacaksınız. Ancak bu derste klasik radar ile ilgili öğrendikleriniz sizin arpa radarları daha kolay anlamanıza, manevra levhası çalışmaları da arpa radarın gelişmiş fonksiyonlarını daha kolay öğrenmenizi sağlayacaktır. Bunun ötesinde, bu ders sizin manevraları kavrama ufkunuzu genişletecektir. Bu dersin ilk üç öğrenim faaliyetinde size anlatılan genel klasik radar kullanım bilgisi, bir cihaz kullanım bilgisinden öte genel kavram bilgisidir. Bir gemi radarının önüne kullanıcı olarak ilk defa geçen kişi önce mutlaka o radarın el kitabını okumalı ve radara özgü kullanım şeklini öğrenmelidir. Beceri gelişimi zamanla sağlanacaktır.
Denizdeki gemiadamının omuzlarında önemli bir ağırlık vardır, “Çevreye karşı sorumluluk”. Sorumluluk; uyulması gereken bir kurala aykırı davranışın hesabını vermektir. Hesabı sorulamayan birçok aykırı davranış olabilir. Ancak gemiadamının bu sorumluluğunun yani onun denizlerin kirletilmemesi ile ilgili sorumluluğunun hesabı er veya geç kendisi veya mirasçıları tarafından verilecektir. Bu neden ile gemiadamı bu konuda oldukça hassastır. Bu hassasiyet tüm ülke idareleri tarafından da paylaşılmakta ve gemilerin işletilmesinde ciddi yönlendirici baskılara sebep olmaktadır. Bu yükün yanı sıra gemiadamı ağır çalışma ve acil durum tehlikelerinin tehdidi altında da yaşmaktadır. Bu ders ile anlatılan sorumluluk ve tehditler bir çok açıdan sadece denizle sınırlı olmayıp tüm yaşamımızda, karada dahi karşı karşıya olduğumuz sorumluluk ve tehlikelerdir. Bu neden ile bu derste verilenleri iyi öğrenmeli gerektiğinde başka yerlerde dahi uygulamaya koyabilmelisiniz.
Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan ve gelişen denizcilik alanı tüm yaşam içinde hem ticari hem de sosyal hayatta geniş bir yer tutmaktadır. Yat turizmi: yatçı, deniz yolculuğu ve yat limanı unsurlarından oluşan, turistin yata ulaşması ve belirli bir gezinti sonunda yatı terketmesi arasında gerçekleşen tüm turistik faaliyetlerdir. Ülkemizde, 1980’li yıllardan sonra gelişmeye başlayan yat turizmi, sağladığı sosyal ve ekonomik katkıların yanı sıra tanıtım faaliyetlerine katkısı ve sağladığı döviz girdisiyle turizm sektöründe önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye, yat turizmi için ideal koşullara sahip ülkelerden birisidir. Bu koşullar yat turizmi için gerekli olan doğal ve korunaklı koylar başta olmak üzere, uzun kumsallar, kıyı ormanları, uzun bir sezon, uygun deniz rüzgarları, kuru ve yağışsız hava koşulları, tarihi ve arkeolojik miras, yüzme, çeşitli su sporları yapma olanakları biçiminde ifade edilebilir. Koy ve marinalar dersi ile; uygun ortam sağlandığında yat ile dolaşılabilecek yerlerin ve marinaların tespitini yapabilecek, oralara girebilecek, barınabilecek ve imkanlarından yararlanabileceksiniz. Ülkemiz ılıman iklimi, korunaklı koyları, kıyı boyunca farklı kültürlere sahip bir çok ülkeden oluşan coğrafyası, doğal ve tarihi zenginlikleri ile dünyanın önemli yat turizm merkezlerinden birisidir. Bugün için de önemli gelir ve istihdam kaynağını oluşturmaktadır. Yat turizmini özel ve ticari yatlar ile yapılan turizm faaliyetleri olarak ikiye ayırırız. Yat kaptanlığı dalı ise, esas olarak ticari yatlarla yapılan turizm faaliyetlerinde görev alan yat kaptanlarının eğitilmesi ile ilgili konuları kapsamaktadır. Gezi planı ön görülen gezinin zaman, yer, faaliyet ve tedarik unsurlarının gezi öncesinden belirlenmesidir. Geziler ister özel isterse ticari amaçlı olsun mutlaka bir plan dahilinde yapılması gerekir. Planlı olmak güvenliği ve verimliği sağlar. Bir kaptanın asıl görevlerinden birisi de teknesinde can, mal ve çevre güvenliği ile verimli çalışmayı sağlamaktır. Özel gezilerde planlar genelde çok önceden hazırlanmayıp kısa zamanda “Hadi yapalım” şeklinde yapılan planlardır. Ancak ticari amaçlı yat gezilerinde planlar çok önceden hazırlanmalı ve pazarlamaları ona göre yapılmalıdır. Bu planlar genelde yat işletmeleri veya acenteler tarafından hazırlanırken bu planların denetimi veya plan dışı organizasyonlardaki yapılması kaptanın sorumluluğunda olur. Özel yatlarda ise genelde gezi planları kaptanlar tarafından yapılır. Bir gezi planı yaparken öncelikli olarak pazarlama şartlarına göre gezi süresi ve bölgesi ile katılımcı sayısı ortaya konur. Sonra bu bölge içerisinde tarihi ve tabiat güzellikleri ile eğlence ve alış veriş imkânları değerlendirilerek uygun barınma koyları ve marinaları belirlenir. En son olarak da barınma yerindeki tedarik imkânları ile seyir planı ve gezi cetveli hazırlanır.
Bu dersin ön koşulu olan Radar Gözlem ve Plotlama dersi ve onunda ön koşulu olan Temel Seyir derslerinde seyrin esas unsurunun mevki koymak olduğunu ve bunun için gerekecek verilerin esaslarını öğrenmiştik. Bu derste bu bilgileri kullanarak özellikle küçük tonajlı gemilerin genel olarak, tercih ettikleri kıyıya yakın seyirlerdeki mevki koyma yöntemlerini öğreneceksiniz. Mevki koyma yöntemlerini iyi uygulayabilmek, gerek doğal engeller gerekse deniz trafiğinin yoğunluğu nedeni ile seyir güvenliğinin yüksek risk altında olduğu kıyıya yakın seyirlerde çok önem arz etmektedir.Gemi seyri basit olarak, bir geminin seyir yapılabilir sularda, personelinin marifeti ve kendi gücü ile bir yerden bir başka yer gitmesidir. Seyir sistemleri, mevki koyma yöntemine göre isimlendirilir. Deniz seyir haritasında belirtilmiş, göz veya radar ile tespit edilen yeryüzü unsurlarına göre konulan mevkiye dayanan seyir sistemine “kılavuz seyri” denir.
Güverte yardımcıları, gemilerde kullanılan ve ana makinelerin operasyonu ile ilişkisi bulunmayan makinelerdir. Gemi yüklerinin yükleme ve boşaltılmasında kullanılan vinçler, kreynler, çıpa ve ona bağlı zincirin fundo ve vira edilmesinde ve palamarlar için kullanılan demir ve halat ırgatları, can salı ve can filikalarının mayna ve virasında kullanılan filika mataforaları güverte yardımcıları sınıfına girerler. Gemilerin yüklerini ambarlarına alabilmeleri ve ambarlardan kısa sürede boşaltabilmelerinde vinçler kullanılır. Vinçler, geminin boşaltma ve limanda kalma süresini kısaltır. Dolayısıyla geminin yükleme boşaltma masrafları vinçler sayesinde azalır. Bu sebeple gemi yük vinçlerinin cinsi, adet ve kapasitelerinin isabetli seçilmesi gerekir. Irgatlar, geminin limanda veya açıkta denize demirleme işlemlerinde ve denize salınan ırgat demirini tekrar toplanmasında kullanılır. Mataforalar (Filika vinçleri) filikaların ve can sallarının denize indirilmesi ve tekrar gemiye alınması işlemlerinde kullanılır. Bu derste vinçlerin, ırgatların, kreynlerin ve mataforaların çalışmalarını, çeşitlerini ve bakım işlemlerini yapmayı öğreneceksiniz. Ayrıca vinçlerde ve ırgarlarda kullanılan zincirleri, demirleri ve halatların çeşitlerini ve bakım işlemleri öğrenilecek.
Denizde haberleşmenin önemi, kısıtlı gemi imkanlarından ve yaşanan tehlikelerin hayati olmasından gelmektedir. Bu nedenle denizde haberleşmede ilk düşünülen canı, malı ve çevreyi tehdit eden acil durumlardaki haberleşmenin sağlanmasıdır. Telsiz cihazları gemi haberleşmesinde yerini aldıktan sonra uzun yıllar başarı ile görevlerini yerine getirdi ve halen getirmektedir. Ancak teknolojinin gelişmesinden tüm insanlar gibi denizciler de paylarını aldı ve deniz haberleşmesine uydu teknolojisi deniz haberleşmesi girdi. Uydu haberleşme teknolojisinin en büyük katkısı da GMDSS sisteminin kuruluşunda olmuştur. Eskiden denizdeki bir kazazedenin kurtulmasına yönelik olan ağırlıklı uygulamalar, uydu haberleşme teknolojisinden de yararlanan ve 1999 yılı başından itibaren yürürlüğe giren GMDSS sayesinde, artık yerini kazazedenin kurtarılmasına yönelik tedbirlere bırakmıştır. Ancak sistemin başarısı bir başka deyişle bir kaza sonunda biz denizcilerin hayatının kurtarılması sonunda sistemin iyi öğrenilmesine, gereklerinin yerine getirilmesine ve layığı ile uygulanmasına bağlıdır. Bu ders size GMDSS sistemini, işleyişini, gereklerini ve gereklerinin nasıl uygulanacağını anlatacaktır.