Giyim tarihine bakıldığında, giyimin eski çağlardan günümüze kadar pek çok değişim geçirdiği görülür. İnsanlar uygarlık düzeyine göre giyimler tasarlamışlar, kendi gelenek ve göreneklerine, yaşam biçimlerine göre giyimlerini şekillendirmişlerdir. Türk kültürünün zenginlik kaynaklarından biri de, tarihimiz içerisinde geliştirdiğimiz giyim kuşamımızdır. Giyim kuşamın en canlı, en renkli türünü de geleneksel kıyafetlerin oluşturduğu bir gerçektir. Ancak kılık kıyafet birliği olmayan Osmanlıda, giyim kuşam çağdaş toplumların giyiminden oldukça uzaktı. Devlet görevlisi erkekler rütbelerini belirten çok çeşitli cüppeler, kürkler, başlarına da yine rütbelerinin simgesi olan kavuk giyerlerdi. Yaş, cinsiyet, rütbe gibi etkenler de giyim özelliklerini etkilemekteydi. Osmanlı döneminde erkekler pantolon, gömlek ve dolaman (çuhadan entari gibi önü açık olarak kavuşturulan ve üstüne kuşak bağlanan eski bir elbise) giyerler, bellerine de kuşak sararlardı. Mendil gibi gerekli eşyalar kuşağın üst tarafına gelecek şekilde elbisenin üst kısmına konurdu. En üste de kaftan giyilirdi. Uzunca bir müslin, bir fötr külahın üstüne dolanarak sarık yapılırdı. Erkekler yüzükten başka mücevher kullanmazlardı. Daha sonra II. Mahmut devrinde erkek kıyafetlerinde değişmeler oldu. Sarık yerine fes giyildi. Ceket ve pantolon hakim olmaya başladı, dik yaka gömlek giyildi. Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde başlatılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için Türk Ulusu’nun devlet kurumları ve yasalar bakımından olduğu gibi, kılık kıyafet bakımından da çağdaş uluslar durumuna getirilmesini gerek gördü.
Games about it : Hatball - Hvordan kan jeg opdatere mit spil?: Hvordan kan jeg opdatere mit spil